Miras Bırakanın Tenkise Tabi Tasarrufları I: Ölüme Bağlı Kazandırmalar (TMK.m.560-563)

Tenkis davasının konusu; miras bırakanın saklı payı ihlal eden tasarruflarının bu ihlal (tecavüz/aşım) oranında indirilmesi ve indirilen kısmın saklı paylı mirasçıya iade edilmesidir[1]. Tenkise tabi kazandırmalar kanuna göre, ölüme bağlı kazandırmalar ve sağlararası kazandırmalar olmak üzere ikiye ayrılır[2]. Miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufların tamamı tenkise tabi iken, sağlararası tasarruflar bakımından bu durum sınırlı tutulmuştur.

Kanun, saklı pay hakkına sahip mirasçıların haklarını Türk Medeni Kanunu’nun 560. maddesi[3] ile koruma altına almıştır. Maddeye göre; saklı pay hakkı ihlal edilen mirasçılar, saklı paya yönelik ihlalleri önleyebilmek amacıyla, miras bırakanın tasarruf yetkisini aştığı durumlarda; bu tasarrufların tenkisini talep etmek için dava hakkına sahiptirler.

Aşağıda yer alan Yargıtay Kararına göre tenkis davası şöyle tanımlanmaktadır:

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2019/664, K. 2020/477, T. 22.1.2020:

“Tenkis davası, TMK’nın 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır. Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.”Şeklindedir.

Saklı pay hakkı zedelenen mirasçıların tenkis davası açma hakları vardır; ayrıca tenkis davası ile birlikte kademeli olarak muvazaa nedeni ile iptal-tescil davası hakları mevcuttur. Aşağıda yer alan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda bu husus hakkında hükme varılmıştır:

YİBK, T: 22.05.1987, E: 1986/4, K: 1987/5 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre:

“… Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçıların tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile Borçlar Kanunu’nun 18. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal- tescil davası da açabileceklerine … karar verildi.” (RG. 05.10.1987; S: 19595).

Tenkis Talebi hakkının oluşabilmesi için iki şartın varlığı aranmaktadır.

  1. Mirasçıların saklı paylarının zedelenmiş olması,
  2. Ölüme bağlı tasarruflarla yahut sağlararası bağışlamalarla miras bırakanın tasarruf oranını aşmış olması gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 560.maddesine göre tenkis davası açabilmek için; ancak saklı pay hakları tecavüze uğrayan mirasçılardan biri olmak gerekmektedir. Saklı payı ihlal edilmeyen mirasçıların; tenkis davasını kendileri ya da diğer saklı pay sahibi mirasçılar lehine açabilme imkanları yoktur. Tenkis talebi hakkından miras bırakan ölmeden önce feragat edilemez, bu hak devir ve temlik edilemez. Saklı payın değerine eşit miktarda miras bırakandan mal bağışı alan mirasçılar tenkis talep edemezler[4].

Tenkis Davasında Davacı Taraf:

  • Saklı payı ihlal edilen mirasçı,
  • Saklı paylı mirasçıların alacaklıları kanundaki şartları sağladıkları takdirde davacı olabilirler.

Tenkis Davasında Davalı Taraf:

  • Saklı paya tecavüz eden tasarrufların lehine yapılmış olduğu kişilere karşı bu dava açılabilecektir. Davalı, kanuni veya atanmış bir mirasçı olabileceği gibi, bir başka saklı paylı mirasçı da olabilir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme:

  • Miras bırakanın son ikametgahı Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Süreler:

  • Miras bırakanın ölümü sonrasında, mirasçının saklı payın ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıl, her halde miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu dava açılmalıdır.

Tenkis talebinin konusu; miras bırakanın yapmış olduğu tasarruf oranını aşan ve saklı payı ihlal eden karşılıksız kazandırmalar olup; ilk sırada ölüme bağlı tasarruflar sonrasında sağlararası bağışlamalar tenkise tabi olur.

Miras bırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği “net tereke” üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifinin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri miras bırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır[5]. Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, miras bırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur[6].

ÖLÜME BAĞLI KAZANDIRMALAR

Vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle yapılmış olması fark etmeksizin; saklı payı ihlal eden ölüme bağlı her türlü tasarruf; mirasçı ataması, dernek-vakıf kurulması, mal vasiyeti, bağışlamalar gibi tasarrufların hepsi tenkise tabi tasarruflardır.

Ölüme bağlı tasarruflar; vasiyetname, miras sözleşmesi, mirasçı atama, belirli mal bırakma, mirasçılıktan çıkarma, yükleme, tanıma, vasiyeti yerine getirme görevlisi atamadır.

A. Vasiyetname ile Yapılan Ölüme Bağlı Kazandırmalar

Tek taraflı ölüme bağlı kazandırma olan vasiyetnamelerin özelliği miras bırakanın ölünceye kadar bu gibi kazandırmalardan her zaman tek başına serbestçe dönebilmesidir. Mal vasiyeti ile mirasçı atama tasarrufları, yükleme ve vakıf da bu kapsamdadır. Ancak evlilik dışı bir çocuğun tanınması, vasiyeti yerine getirme görevlisi atanması gibi tasarruflar tenkis davasına konu olmazlar.

B. Miras Sözleşmesi ile Yapılan Ölüme Bağlı Kazandırmalar

Bu kapsamdaki tasarruflardan ancak kanunda öngörülen belirli sebeplerle dönülebilir. Miras bırakan bununla karşı tarafı veya üçüncü bir kişiyi mirasçı atar veya sözü geçen yararına mal vasiyetinde bulunur ya da yasal bir mirasçının, miras bırakana karşı gelecekteki miras hakkından vazgeçmesi konusunda ivazlı veya ivazsız bir mirastan feragat sözleşmesi yapılır.

  1. İMRE, Zahit, ERMAN, Hasan, Miras Hukuku,12. Baskı, Der Yayınları, İstanbul, 2016, s. 261; EREN, Fikret, YÜCER AKTÜRK, İpek, Türk Miras Hukuku, 3.Baskı, Yetkin Yayınları, İstanbul, 2020, s. 281; HATEMİ, Hüseyin, Miras Hukuku, 5. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2014, s.47.
  2. EREN, Fikret, YÜCER AKTÜRK, İpek, Türk Miras Hukuku, 3.Baskı, Yetkin Yayınları, İstanbul, 2020, s. 281
  3. m.560: “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.”
  4. İMRE, Zahit, ERMAN, Hasan, Miras Hukuku,12. Baskı, Der Yayınları, İstanbul, 2016, s. 262.
  5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2019/664, K. 2020/477, T. 22.1.2020.
  6. Yargıtay, 2. Hukuk Dairesi, E.2001/14464, K.2001/15834, T. 15.11.2001.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi için:

Av. Neşem Nazlı Aksoy
Av. Neşem Nazlı AksoyKıdemli Avukat
Av. Emine Nur Çakır
Av. Emine Nur ÇakırAvukat
Stj. Av. Beyza Candan
Stj. Av. Beyza CandanStajyer Avukat

Lütfen paylaşmak istediğiniz platformu seçin.