Online Pazaryeri Uygulamalarının Marka İhlali Durumunda Hukuki Sorumluluğu

  1. Herhangi bir gerçek/tüzel kişi adına Türk Patent Kurumu nezdinde tescilli bir markanın, başka bir firma tarafından herhangi bir üründe ya da ambalajında kullanılması, satışa sunulması veya reklamlarda kullanılması marka ihlaline yol açan başlıca fiillerdendir. Şüphesiz marka ihlalini gerçekleştiren kişiler Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) 30, 149 vd. maddeleri gereği sorumlu olacak ve hukuki yaptırımlara maruz kalacaktır.

    Bununla birlikte internet kullanımının yaygınlaşarak ekonominin belirleyici unsuru haline gelmesi ve elektronik ticaretin yaygınlaşması sanal ortamda da birtakım sınai hakların çatışması ile marka hakkı ihlallerini gündeme getirmiştir. [1] Söz konusu ihlallerin en çok karşılaşıldığı alanlardan biri ise her nevi gerçek ve/veya tüzel kişilere satış imkânı veren online pazaryeri uygulamalarıdır. Aracı hizmet sağlayıcı niteliğindeki bu işletmelerin günümüzdeki iş hacmi düşünüldüğünde, satışa sunulan her ürünün denetlenmesi durumunun oldukça meşakkatli olduğu tartışmasızdır. Nitekim 5/11/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un (“6563 Sayılı Kanun”) 9. Maddesi gereği;

    “Aracı hizmet sağlayıcılar, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.”

    Bununla birlikte, ilgili mevzuat ve Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere online pazaryeri uygulamalarının (marketplace), tescilli marka sahibi tarafından iletilen marka ihlali yapıldığı yönündeki uyarıları dikkate alma ve marka ihlali yapılmasına izin vermeme yükümlülüğü bulunmaktadır. 23.05.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (“5651 Sayılı Kanun”) 5. Maddesi gereği;

    “(1) Yer sağlayıcı[2], yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.

    (2)  Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi hâlinde yayından çıkarmakla yükümlüdür.”

    Aynı doğrultuda konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/11-1138 E. Sayılı kararında[3], marka ihlali yapıldığı iddiası ile web sitesinden çıkarılması talep edilen ürünün sitede yayınlanmasına devam eden ve satışına izin veren online pazaryeri uygulamasının marka ihlaline ortak olduğuna ve ihlal ile oluşan zarardan satıcı ile birlikte sorumlu olduğuna karar vermiştir.

    Her ne kadar söz konusu yargılama içeriğinde ilk derece ve üst derece mahkemeleri arasında internet yer sağlayıcılarının[4] sorumluluğuna ilişkin Türk Hukuk mevzuatında yasal boşluk olup olmadığı hususu tartışma konusu olmuşsa da; yukarıda bahsi geçen Yargıtay Kararına konu olayın gerçekleşme tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olan 5651 Sayılı Kanun ile içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir. Böylece yukarıda değinmiş olduğumuz 5651 Sayılı Kanunun madde 5 vd. hükümlerinin varlığı, Yargıtay kararı içeriğindeki yasal boşluk tartışmasını da bertaraf etmiştir. Yine, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 7.maddesine göre;

    “(1) Yer sağlayıcı;

    1. a) Yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre Başkanlık, adli makamlar veya hakları ihlal edilen kişiler tarafından haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla,
    2. b) Sunucu barındırma hizmeti dâhil, yer sağlamakla ilgili hizmetlerinde (a) bendindeki hükümlere uymakla,
    3. c) Yer sağlayıcı trafik bilgisini altı ay saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini zaman damgası ile birlikte saklamak ve gizliliğini temin etmekle, yükümlüdür.

    (2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.”

    Sonuç olarak 6563 Sayılı Kanunu’ndaki tanımına göre aracı hizmet sağlayıcı ve 5651 Sayılı Kanun’a göre ise yer sağlayıcı durumunda olan online pazaryeri uygulamaları, yalnızca sunucu barındırma hizmeti veriyor olsa dahi, içerikte oluşan marka ihlaline ilişkin haberdar edilmesi durumunda hukuka aykırı içeriği kaldırmakla yükümlüdür.

    [1] Çolak Uğur, Türk Marka Hukuku, 3. Baskı, İstanbul 2016 s. 357.

    [2] Her ne kadar söz konusu mevzuat hükmü ve Yargıtay kararı içeriğinde bahsi geçen online pazaryeri uygulamaları “yer sağlayıcı” olarak anılmışsa da 5/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve 26.08.2015 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik ile, ilgili uygulamalar “aracı hizmet sağlayıcı” olarak tanımlanmıştır.

    [3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/11-1138 E. Sayılı Kararı

    https://lib.kazanci.com.tr/kho3/ibb/files/hgk-2013-11-1138.htm )

    [4] Bkz. 2 numaralı dipnot.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi için:

Av. Elif Yaşaroğlu
Av. Elif YaşaroğluAvukat
Av. Zeynep Merve Kaya
Av. Zeynep Merve KayaAvukat